Futbol Taraftarları Sosyal Medyanın Ağzını Nasıl ve Neden Bozdu?

. Ataerkil dilin popülist olgulardan etkilenmesi, sosyal medyada 7’den 70’e yeni bir iletişim lisanı oluşturulmasına neden oluyor ki, bugün Facebook, Twitter ve benzer mecralarda buna şahit olmadığınızı söylemeniz mümkün değil.

Futbol Taraftarları Sosyal Medyanın Ağzını Nasıl ve Neden Bozdu?

Sosyal medyada futbol fanatiği erkeklerin, bir takıma ait olma psikolojisiyle “camia-aidiyet” psikozuna nasıl girdikleri gündelik hayatı oldukça etkiliyor. Bu noktada erkeklik kavramı ve “erkek konuşma” dilinin futbol üzerinden bir popüler kültür ürününe dönüşmesi de kaçınılmaz görünüyor. Bu attığımız başlık yıllardır üniversitelerde tez konusu olarak işleniyor.  Ataerkil dilin popülist olgulardan etkilenmesi, sosyal medyada 7’den 70’e yeni bir iletişim lisanı oluşturulmasına neden oluyor ki, bugün Facebook, Twitter ve benzer mecralarda buna şahit olmadığınızı söylemeniz mümkün değil.

Sosyolojide hegomonik erkeklik kavramı olarak isimlendirilen bu durum, aslında genel tanımıyla cinsiyetler arasındaki iktidar/tahakküm ilişkilerini kontrol eden bir cinsiyet rejimi olarak da adlandırılabilir. Ancak bu tavıra bir diğer cinsi ezen hakim cins olarak bakmak çok yanlış. Çünkü hegomonik erkeklik ya da diğer adıyla eril/erkek iktidar, bize ezberletildiği gibi sadece kadınları değil, aynı zamanda var korumak için erkelerin zorunda kaldıkları bu yaşam tarzlarını sürekli ispatlamak ve onaylatmak adına hem cinslerini de ezmesine sebep oluyor. Kısaca, fanatik futbol taraftarları kendilerinden farklı olan hem cinslerini de ötekileştirmekte bir beis görmüyorlar.

Hegomonik Erkek = Üstün Taraftar Denklemi

Bu noktada 1995 yılında R.W Conwell’in yaptığı şu tanımla karşılaşıyoruz: "Hegomonik erkeklik en genel anlamıyla, kontrolü elinde tutan erkeklerin sahip olduğu erkeklik değer ve yapılarının toplumun geri kalanına, erkeklere ve kadınlara, farklı biçimlerde özendirerek, zorlayarak, dışlayarak ya da paylaşarak kabul ettirilmesini sağlayan düzenin adıdır". 2000'li yılların başından itibaren bu zihniyetin en önemli baskı aracı da sosyal medya ve futbul olarak gösteriliyor.

Sosyal medyada hegomonik erkeklerin varlığı zaman içinde farklı bir kabuğa bürünüyor. Bir yandan geleneksel hegomonik erkekliğin hakimiyetinin hızla değişen futbol taraftarlığı ile kurulmuş alternatif bir erkek hareketine dönüştüğünü görüyoruz. Ne yazık ki, hegomonik erkek egemenliğinin bu hızlı değişiminde yine erkekler cinsiyetçi, homofobik ve şiddet içeren bir 'futbol dilini' farkında olarak ya da olmayarak bir hastalık gibi yayıyorlar.

Aslında bu çok da yeni bir durum değil. Çünkü 1990’ların başından beri futbol karşılaşmalarına dair haber metinleri neredeyse gündemin önüne çıkmış, hem de söylem olarak kontrolsüz bir şekilde radikalleşmişti bile. Doğal olarak bunun sosyal medya hızlı bir şekilde vücut bulması çok şaşırtıcı değil. Ancak sorun bunun normalleşiyor olmasından kaynaklanıyor.

Futbolun Taraftarına Gol Attığı An

Şöyle bir 30 yıl kadar geriye bakarsak, 1986 yılından başlayarak futbolun halkın oyunu olmaktan çıkmaya başlamasıyla beraber bir popüler kültür endüstrisi haline geldiğini görmezden gelemiyoruz. Aslında işte bu noktada bu yeni popüler kültür aracı 2000’li yılların erkek davranış biçimini de yeniden şekillendirmeye başladı.

Bu anlamda erkek futbolseverler için gündelik toplumsal yaşam tamamen futbola göre düzenlenmeye başladı. Elbette buna paralel olarak futbolun medya aracılığıyla hegemonik erkekliğin inşasında ve yeniden üretilmesindeki rolü de ön plana çıktı. Eşcinselliğin bir küçük görme sıfatı olarak kodlanışına ve  “top”, “karı” vb. gibi argo kullanımda olumsuz anlamda eşcinselliği çağrıştıran kelimelerin sıklıkla kullanılmasına daha çok şahit olmamızın sebebi de bu zaten. Her ne kadar sosyal medya da ve renkli basında erkek olmamak kadın/karı olmak, “gerçek” erkek olmamak eşcinsel/top olmak ikilikleri üzerinden özellikle rakibe karşı oluşturulan yapay baskılar sadece internet ve gazete sayfalarında kalmıyor. Her köşeden çıkarak ilköğretim çağında çocukların günlük konuşma tarzları, iletişim ve ifade standartları haline geliyorlar. Sosyal ve yazılı medya, TV gibi kitlesel iletişim organları bu tür söylemlerin evimizin içine kadar girmesini sağladığında çoğu aile bundan "futbol aşkına" rahatsız olmadı futbol golünü sosyal ahlak değerlerimize attı.

Zamanında Popülizm, Medyanın Ağzına Biber Sürememiş 

2000’li yılların ortalarından sonrada bu spora biçilen eril değerler doğrudan yazılı, görsel ve sosyal medya içeriklerine ağağıdaki örneklerle dahil oldu. 

Seçilen örnekler:

“İ..etor olm bu fener” (Ultraslan, 07.05.2012)

“Böyle cillop i..eler baska yerde yoook… hem sarı hem kırmızı” (Antu,07.05.2012)

“Bu dişiler ne zaman hamsi lafını ağızlarına alsalar palamutu ağzılarında buluyolar :D (Antu, 11.05.2012)

“Kaç posta istersin kanarya?” (Ultraslan, 10.05.2012)

“ Holoskoyup duruyo.” (Forza, 11.05.2012) 35

“Öyle bir koyduk ki cümle alem acısını hissetti” (Ultraslan, 13.05.2012)

“Tek kale oynayıp ezicez ultratravestileri...” (Antu, 12.05.2012)

Taraftarın sosyal medyada bu söylemleri canlı tutmaya ve körüklemeye devam etmesinin tek sebebi, erkeğin egemenliğini kaybetme korkusudur. Bu durum erkek cinsi için ciddi bir gerilim sebebi olduğundan sert, güçlü ve iktidar sahibi olmak adına kendilerinden başka her şey ötekileştirilir veya kadınlaştırılır. Çünkü erkek genlerinde sert, güçlü ve iktidar sahibi olmak bir bakıma erkek olmanın tek manasıdır ve bunu karşı tarafı başkalaştırıp ezerek yapmak en kolaydır. Asıl ilginç olan şey bu durumun yer yer kadınlar tarafından da onaylanıyor olması. Çünkü güçlü bir sosyal topluluk olan taraftarlık çemberi içinde yer alabilmek için belli kuralları kabul etmek gerekiyor. Kadınlar da taraftar olmanın ekmeğini bir şekilde paylaşmak ve sosyal tabakadan uzaklaşmamak adına bu akıntıya kapılıyorlar. Bu kadınlar genel olarak erkek egemen yapının kırıntılarından nemalanıyorlar.

Sosyal Medya'da Erkeğin Mecraya Göre Renk Değiştirmesi

Sosyal medya da erkeklerin kendilerini ifade etme çabaları taşıdıkları, anlam buldukları, farklı grupların kendilerini ifade ettikleri ortamlarda farklılaşıyorlar. Birden fazla sosyal medya aracında erkekler, birden fazla tepki ortaya koyabiliyor ve bir kişilik bunalımı da yaşıyorlar. Futbol kültürü ile erkekliğin egemen kurgusu arasındaki yakın ilişki taraftarların ‘söz hakkına sahip olduğu’ alanlardan olan, kendilerinin kurup yönettikleri Facebook, Twitter, Instagram sayfalarında hegemonik erkekliğin bir yeniden yapılandırılmasına hizmet ediyor. Özellikle Facebook, sosyal bir alan olarak futbol ve onun ayrılmaz bir parçası olan taraftarların sıklıkla kullandığı, özellikle kupa maçları gibi gerilimin çok yüksek olduğu zamanlarda erkeklik egosunun yıkıcı bir şekilde sergilendiği kanal oluyor. 

Son Söz

Sonuç olarak şunu belirtmek gerekiyor ki, günümüzde futbolun, taraftarların da katkısıyla giderek en basit anlamıyla bir spor aktivitesi olmaktan çıkıyor. Maalesef kendi dünyalarından başka her şeye kapalı olan bir eril eğlenme kültürüne dönüşüyor oluşması yakında yıkıcı sonuçlar doğuracak gibi görünüyor. Bu noktadan hareketle alternatif bir söz siyaseti üretilmesi ve ataerkil dilin futbol üzerinden popüler kültür ürününe dönüşmesinin bir yaşam stili olmasının önüne geçilmesi gerekiyor. 

Kaynaklar: Feminist Sözlük

                 Sinikmen Blog

                 Türkiye’de Sosyal Medyada Futbol Taraftarlarının Erkeklik Söylemleri: Bilgi Üni. Sosyal Bilimler Enst.  Yrd. Doç. Dr. ITIR ERHART

                 "Sport, Media and Masculinity." Sports and Leisure. Toby Miller

YORUMLAR